Eskiden sunumlar çoğunlukla bir toplantıda konuşma yapacak iş insanları ve araştırmacılar için bir iletişim yöntemi iken günümüzde lise sıralarından başlayarak eğitim ve iş hayatımızın hemen hemen her gününde ödev, araştırma ve projelerimizi sunmamız için büyük bir yardımcı işlevi görüyor. Ne var ki karşılaştığımız çoğu sunum birçok bakımdan eksikler ve hatalarla dolu. Gelin özellikle dikkat etmemiz gereken konulara maddeler halinde bir göz atalım.
1) Az olsun!
Animasyon, resim veya yazı, söz konusu sunumun hangi öğesi olursa olsun “azı karar çoğu zarar”. Bol animasyonlu bir sunumda yanlışlıkla fazladan bir adım olsun ileri gittiğiniz taktirde geri alırken yaşayacağınız geçişler sunumun akıcılığını bozacaktır. Düşünün ki klaveyniz takılı kaldı veya başka bir teknik aksaklık yüzünden kendinizi 3 sayfa ileride buldunuz. O anda kadar kurmuş olduğumuz tüm ambiyansın sırf afilli geçişler yüzünden bozulmasını hiçbirimiz istemeyiz. Gerek bir görüntü veya yazı belireceği zaman gerekse yok olacağı zaman benim en sık ve muhtemelen tek kullandığım geçiş “dissolve/solarak”.
2) Liste yapın.
Yapılacaklar listesi, alışveriş listesi, okumak istediğimiz kitaplar listesi, izlenecek filmler listesi… Hayatımızın her alanında sıklıkla başvurduğumuz bir şeydir listeleme: çünkü doğrudan hedefi koyar odağımıza; ek kelimeler, bağlaçlar veya sıfatlarla aklımızı karıştırmaz. Sunumlarınızda da anafikri olabildiğince maddeler halinde aktarmaya çalışırsanız hem dinleyici vermek istediğiniz fikre daha doğrudan maruz kalır hem de siz de anlatırken bu anahtar kelimelerden başka bir şeyin dikkatinizi dağıtmasına fırsat vermemiş olursunuz.
3) Görselleri iyi seçin.
Kendi başına güzel bir görsel sunumuz için de güzel bir arkaplan olacak demek değildir. Arkaplanı sade tutmaya özen gösterin. Bkz: kötü örnek
Sırf konu ile ilgili diye Google’da karşınıza çıkan ilk görseli kullanmayın. Anlatmak istediğiniz konuyu veya özelliği en açık şekilde anlatan görseli bulana kadar aramaya devam edin, bulamazsanız kendiniz üretin.
4) Doğru tür grafik kullanın.
Bilimsel çalışmalarınızda kullanacağınız grafiklerin hazırlanmasında dikkat etmeniz gereken noktalara ayrıca değineceğim ancak şimdilik dikkat etmenizi önerdiğim konu amacınıza uygun grafik türünü seçmeniz. Bir şeyin yüzdelik veya ondalık dağılımı için pasta grafiği kullanmayı, zamana göre değişimi için dağılım/saçılım/nokta grafiği kullanmayı, yeri geldiğinde de grafik yerine sadece bir tablo kullanamayı tercih etmelisiniz.
5) Tablolarınız yalın olsun.
Bir tablo ile herhangi bir şeyin özelliklerini açıklayacak veya kıyaslama yapacak olduğunuzda değişkenleri doğrudan belirtin. Uzun cümleler ve bağlaçlar ile tablonun hücrelerini doldurmayın.
6) Renkleri doğru seçin.
Gerek grafiklerinizin gerekse sunumun temasındaki renklerin göz yormayan, dikkat dağıtmayan ve renk körleri için de anlaşılabilir renklerden oluştuğuna dikkat edin. Bunun için öncelikle renk çemberinin ne olduğunu ve tasarımlarda nasıl kullanıldığını öğrenin. Renk körleri için uyumlu grafikler oluşturmanıza yardımcı olan web sitelerinden faydalanın.
7) Yazı tipinizi seçerken dikkatli olun.
Her ne kadar seçtiğimiz tema ile varsayılan olarak gelen uygun bir yazı tipi olsa da kimi zaman değişiklik yapmak isteyebiliyoruz. Böyle durumlarda tasarımcıların önerilerine kısa da olsa bir göz gezdirin. Örneğin Comic Sans’ın bir zamanların en sevilen yazı tiplerinden biri olmasına rağmen çoğu tasarımcının nefret ettiği bir tipografisi vardır. İşin ilginci bu yazı tipinin disleksik insanlar tarafından daha sık tercih edildiğine yönelik bazı araştırmalar olması. Bkz: kötü örnek
8) Mümkünse kısa videolar ekleyin.
Çok basit bir konuda dahi ilgi çekici videolar bulmanız mümkün. Uzun süre tek bir kişinin konuşmasının monotonluğunu kırmak adına sunumunuza kısa süreli bir video eklerseniz dinleyicinin dikkati yenilenecek ve siz de çaktırmadan kısa bir ara vermiş olacaksınız. Video sonrası dinleyici yeniden tüm dikkatiyle söylediklerinizi almaya hazır hale gelecektir.
9) Sunum notlarını kullanın.
Dinleyicilerin ekranda gördükleri anlatacaklarınızın ana fikrini, önemli sayıları ve grafikleri/görselleri içermeli. Aksi halde ekranda cümleler ve ayrıntılar yazarak sunumu anlatma işini üstünüzden atmış, dinleyiciyi okuyucuya evirmiş olursunuz. Ekranda gördükleriniz sizin de aklınızdakileri düzgün bir sırayla anlatabilmenize yardımcı olmalı. Peki ya dinleyiciye göstermeseniz de muhakkak bahsetmek istediğiniz detaylar? Bu gibi detayları unutma olasılığınıza karşın mutlaka her sayfa için bir sunum notu hazırlamanızı öneriyorum. Olur ya bir an dikkatiniz dağılabilir, aklınıza başka bir şey gelebilir, böylesi durumlarda sunum notlarınız sizin kurtarıcınız olacaktır. Ama asla tüm sunumu bu notlardan okumaya kalkışmayın!
10) Sayfa numarası, bölüm başlığı ve iletişim bilgilerinizin sürekli ekranda ve görünür olduğuna emin olun.
Konuşmanızın sonunda muhakkak ki dinleyicilerinizden soru veya yorum almak isteyeceksiniz. Bu durumda hem onların soru sorarken referans vermesini kolaylaştırmak hem de sunumunuz içinde kaybolmadan aradığınız şeyi bulabilmeniz için sayfa numarası vermeniz önemli. Son yıllarda mutlaka önerdiğim bir diğer şey ise, mümkünse her sayfanın altında size ulaşılabilecek bir iletişim bilgisi olması. Bu dilerseniz e-posta adresiniz veya kişisel web siteniz olabileceği gibi dilerseniz en sık kullandığınız sosyal medya hesabınız da olabilir.
Bunların yanı sıra gelin bir de işin uzmanından önerileri dinleyelim:
Bir slaytta en fazla 60 sözcük yer almalıdır.
Görsel içermeyen slaytlarda en fazla 6 adet madde kullanılmalıdır.
Başlıklardaki yazı karakterlerinin büyüklüğü en fazla
32 punto olmalıdır.— Suha Çalkıvik (@SuhaCalkivik) May 12, 2020
SUNUMLARDA SIK YAPILAN HATALAR
• Ekrandan ya da elinizdeki notlardan okumak.
• Gereksiz uzun, yazı ve görsellerle dolu slaytlar kullanmak.
• Ekranın önünü kapatmak, dinleyiciye arkanızı dönmek.
• Süreye dikkat etmemek.
• Konunun dışına çıkmak.— Suha Çalkıvik (@SuhaCalkivik) May 12, 2020