Yurtdışına nasıl giderim diyorsunuz. Cevap ne istediğini bilen ve konusuna hakim biri olmakta. Hem yurtdışına gitmek hem de çalıştığınız konuda iyi olmak için yapmanız gereken bazı şeyler var. Bunlardan biri toplantı ve konferanslara katılmak. Peki nasıl? Gelin inceleyelim: Öncelikle yurtiçi toplantılar!
Yurtiçi toplantılarda bölümünüz ne olursa olsun illa ki bir çekişme, bir kutuplaşma olduğu malum. Eğer sizin önceliğiniz kişisel çıkarlar, birine haddini bildirmek, ayar vermek falan değilse bu toplantıları bilimsel lehinize çevirebilirsiniz.
Sunum yapmanız için size konuşma zamanı verilmemişse bile poster hazırlayabilirsiniz. Poster alanı da verilmemiş olabilir ama bu sizin poster hazırlamanıza engel değil. Tabii ki korsan poster asacak değilsiniz ama posterinizin A4 boyutunda çıktıları yanınızda olursa ilgilenen kimselere verebilirsiniz.
Çalışmanızı ya da fikrinizi anlattığınızda moral bozan tonla insan olacaktır. Art niyetli cümleler, heves kıran tepkilere takılmadan, “Bu cümleden kendime yarar ne çıkarabilirim” diye bakın. Farzedin ki eleştiriyi yapan gerçekten de sizi daha iyi yönlendirmeyi amaçlıyor. Bazen fesat eleştiriler bambaşka bakış açıları katabilir. Bilim zaten eleştirilerle yükselen bir olgudur. O nedenle “Aman tanrım benim fikrim çok fenaymış, benden bir cacık olmaz!” diye düşündüğünüzü fark ettiğiniz anda, biliyorum böyle düşündüğünüz anlar olacak, hemen “Bu fikri / projeyi / yöntemi / veriyi / açıklamayı / grafiği / tabloyu nasıl daha iyi yapabilirim?” diye sorun, hem kendinize hem de eleştiriyi yöneltene. Somut ve elle tutulur olmayan yorumlar getirenlere “neden öyle düşündüğünü” sorun.
Toplantılarda tüm oturum ve sunumlara girilmesi gerektiğine dair genel bir yargı var ancak ben buna katılmıyorum. Özellikle hiperaktif ve dikkat dağınıklığı olan birisi olarak ilgimi çekmeyen bir konuda bir sunum dinlemek benim için tam bir işkenceye dönüşüyor; uyuyakalıyorum. Kimseye bir şey ispatlamanız gerekmiyor. Sadece ilginizi çeken sunumlara girip, not tutup soru sormanız bile çok önemli. Soruyu sunum sonunda sorarsanız iyi olur ama yerel toplantılarda bunun yerine çay kahve molalarında sormanızı öneriyorum. Çünkü soru öğrenciden de gelse hocaların egosu zedelenmeye pek müsait, ve unutmayın ki amacımız kimseyi gıcık etmek değil, öğrenmek ve kendimizi geliştirmek. Üstelik her kim olursa olsun konuşması sırasında not almış bir öğrenci sunum sonrası kendisine gelip iletişim kurduğunda muhakkak ki memnun olur. Ayrıca sahne dışında alacağınız cevapların daha dürüst ve samimi olacağını da varsayabilirsiniz.
Toplantı sonrası görüştüğünüz hocalara e-posta gönderip katkıları/yorumları için teşekkür edebilir, hocanın ayrıca başka bir makalesini de okuyup anlamadığınız yerleri sorabilirsiniz. Böylelikle en azından isminiz akılda kalır ve ileride işinize yarayacak bağlantılar kurmuş olabilirsiniz.
Yurtdışı toplantılar da başka bir yazının konusu olsun.